Meksikalı mimar Frida Escobedo, 2018 yılında Serpentine Pavilion’u yaratmak için gri beton çatı kiremitlerini kullanarak kafesli duvarlarla çevrili tenha bir avlu yarattı.
Escobedo, genellikle basit malzemelerle daha karmaşık formlar oluşturmaya çalıştıklarını, pahalı kaplamalar kullanmadıklarını, basit şeylerle neler yaratabileceklerini araştırdıklarını belirtti.
Escobedo, Meksika mimarisinde yaygın olarak kullanılan bir tür delikli duvar olan bir celosía oluşturmak için İngiltere’de üretilen karoları alternatif bir desende üst üste yığdı.
Endüstriyel olarak üretilen beton karoyu yeniden düzenlemek, güneş ve ışığın içeri girmesine izin veren bir tür dokuma yaratıyor. Bu tür tasarımlar, hava nedeniyle Meksika’da bahçelerde yaygın olarak kullanılıyor.
Beton kiremit duvarlar, Meksika konut mimarisinin bir başka özelliği olan dikdörtgen bir avluyu çerçeveliyor. Avlu, bir köşesinde üçgen bir su havuzuna sahip ve kısmen, duvarların ve içinden geçen insanların çarpık yansımalarını yaratan kıvrımlı aynalı bir tavanla kaplıdır.
Planda, pavyon üst üste binen iki dikdörtgenden oluşuyor. Bunlardan biri arkadaki Serpentine Galerisi ile paralel, diğeri ise yakınlardaki Greenwich’te kurulan ve tüm dünyada zamanı ölçmek için kullanılan boylamsal eksen olan Prime Meridian’a paralel uzanıyor.
Escobedo, mimarlara Birleşik Krallık’taki ilk binalarını tamamlama fırsatı sunan Serpentine Gallery tarafından Londra’daki Serpentine Pavilion’u tasarlamak için görevlendirilen 18. mimardır. Ayrıca, Peter Zumthor ve Bjarke Ingels gibi öncülerinden daha genç ve 2000 yılında Zaha Hadid tarafından tasarlanan açılış pavyonundan bu yana projeye liderlik eden ilk kadındır.
